11 Aralık 2010 Cumartesi

tabii ki ben böyle olduğum için bahar..


"burada yağmur yağıyor
aralıksız yağıyor günlerdir
ama sen yine de şemsiyeni
almadan gel ilk otobüsle.."


sizi bilmem ama ben, ilkbaharı hiçbir mevsime değişmem!

"bütün bir senen nasıl geçiyor" diye soracak olursanız, "bekleyişle" derim..

her sonbahar gelişinde sarı sarı yapraklarla kuru dallar arasında aklıma gelen tek şey ilkbahardır benim! kışın soğuktan donarken de, yazın sıcaktan pişerken de..

tabiat kanunu gereği hepsinden teker teker geçsem bile, aldatmam onu hiçbir mevsimle..

oysa daha ne çok var gelişine.. bir çocuğu avutur gibi konuşuyorum kendimle "yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz bir de bakmışıııızz gelmişsin bile"

bir an evvel gel istiyorum!

döktüğün onca yapraktan, baş ettiğin rüzgarlardan, göğüs gerdiğin soğuklardan sonra yeniden çiçeklenebilmeyi, hayatı her şeye rağmen tüm sevecenliğinle kucaklayabilmeyi anlat bana tüm içtenliğinle!

gel de bembeyaz kağıtlara çizeyim kalbimdekileri.. hayata yeniden gülümseyen ağaçlarına, gül dallarına bağlayayım kırmızı kurdeleleri!

gel ki yeniden doğalım birlikte her sene..

bardaktan boşanırcasına yağıyor yağmur bugünlerde.. ama senin yağmurların gibi narin ve yumuşak değil ki! olabildiğine sert, insanın canını acıtmak istermiş gibi.. sıcak da değil üstelik.. soğuk, çok soğuk!

özledim senin yağmurlarını hissetmeyi, şemsiyeyi bir kenara fırlatıp altında doya doya ıslanabilmeyi.. bu yağmurları izlemek dahi keyifli değil halbuki!

bir an evvel gel, daha fazla özletme kendini! seni bekliyorum, aklımda şairin dizeleri:

"yağmur yağar akasyalar ıslanır
ben yağmura deli, buluta deli
bir büyük oyun yaşamak dediğin
beni ya sevmeli ya öldürmeli!"


ha bu arada, gelirken yanına yaşam enerjimi almayı unutma e mi!

seviyorum seni..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder