22 Aralık 2010 Çarşamba

sakla yamalarını kalbim..


sığındığınız limanın artık sizin için limanlığa vakit ayıramayacağını hissettiğinizde.. sırf bu yüzden her şey üstünüze üstünüze gelirken ve siz içinde bulunduğunuz durumdan boğulurken geminizi ona çekemeyip öylece bir köşede beyhude yere denizin durulmasını beklediğinizde..

öncelik listesinin üst sıralarında başladığınız (en azından sizin öyle zannettiğiniz veya farz etmek istediğiniz) serüvende son sıralarda bir yere gerilediğinizi fark ettiğinizde..

her şeye rağmen kendinizi karşınızdakinin yerine koyup onu haklı çıkarabilmek, onu anlayabilmek için kendi kendinize bin bir bahane üretmeye yeltendiğinizde.. ve bu bahaneler size korkutucu bir şekilde tanıdık geldiğinde, geçmişten yine yeni yeniden nefret ettiğinizde.. bu nefreti kimseye yansıtamayacağınız için kendinize yöneltip kendinizden soğur hale geldiğinizde..

"yok, bir daha kimsenin beni ağlatmasına izin vermicem" diye kendinize söz verdiğiniz halde gözlerinizden süzülenleri engelleyemediğinizde..

ne yaparsınız?

ben bunları düşününce daha da çok ağladım.. ağladıkça açılmıyor insan, bir kez daha anladım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder