4 Aralık 2010 Cumartesi

o yol ki yara bere içinde komadan bırakmıyor hiçbirimizi..


yemek çok sıcaksa üflerdi annem yedirmeden önce, yakmasın diye dilimi.. tentürdiyotla ıslatılmış pamuğu yaralarıma değdirirken yine üflerdi, canımın acısı hafiflesin diye.. hafiflerdi de.. tılsımlı bir şeydi sanki onun nefesi..

"babaaaa enimiinee yapar mısın?" derdim bir yerim ağrıdığında.. bir yandan sırtımı sıvazlarken bir yandan mırıl mırıl mırıldanırdı babam tılsımlı sözleri.. çook sonraları öğrendim, aslında "elim iyiliğe" dediğini..

küçükken böyledir.. bütün ağrılarınızın, acılarınızın ilacı aileniz olabilir gibi gelir..

büyümek en çok bu yüzden acıtır işte! size yaratılan, sizin sonuna kadar inandığınız tılsımlı ve korunaklı dünya siz büyüdükçe yerle bir oluverir..

babanızın "elim iyiliğe" demesini saçma bulmaya başlarsınız.. en nihayetinde çocuk kandırmak için uydurulmuş bir şeydir.. annenizinse yemeklerinize üflemesine gerek bile yoktur artık çünkü diliniz eskisi kadar hassas değildir.. alışmıştır o da yanmalara, tıpkı sizin gibi..

yine de insan özlüyor öyle değil mi? hani şöyle uzatsam diyor kalbimi.. üflese annem tıpkı küçüklüğümdeki gibi.. acısı hafifler mi ki?!

2 yorum:

  1. Bloguna şöyleee bi baktımm.çok hoş çok güzel blog yapmışsın.ellerine emeğine saglık canım.ailenle babanla ilgili yazdıkların beni çok duygulandırdı..cansucum nekadar temiz mahsun yüzün var.Allah şansını işini hep iyi etsin..sewgiyle kal:)

    YanıtlaSil
  2. Güzel sözleriniz ve dilekleriniz için çok teşekkür ederim, sevgiler:)

    YanıtlaSil