30 Ocak 2011 Pazar

ölü gelin..



"Bizim Zehra durur mu, o da hemen ardından evlendi.. Şimdi de çocuk bekliyormuş!"

Zehra? Tanımıyorum.. Ama böyledir çoğu zaman.. Tanımadığınız insanların hikayeleri anlatılır size tanıdıklarınız tarafından, bazen de tanımadığınız insanlara kim bilir hangi şekilde sizsinizdir anlatılan..

Acımayla karışık bir hayranlık veyahut da yaşanılanlar hakkında en ufak bir fikri bile olmayan dillerin kirlettiği bir sevdalık..! Öyle ya da böyle, hikayeleri merakla dinlemeyi seviyoruz işte.. Gelin size de Zehra'nın hikayesinden bahsedeyim dilimin döndüğünce..

Hikaye klasik başlar.. Esas kızla esas oğlan birbirlerine aşık olur, sonra da sevgili olurlar.. 6 yıllık bir birlikteliğin ardından esas oğlanın annesi "kendilerine uygun mutaassıp bir gelin adayı" istediğini söyler.. Bizim çocuk ne yapar dersiniz? Tabii ki kızı terk eder ve annesinin istediği "mutaassıp" yani başka bir deyişle "kapalı" gelin adayıyla evlenir..

"Başı örtülü kızların üniversitelere alınmaması bir vicdan sorunudur" denir, irdelenir de..bu bizim başı açık kızların ailelere alınmaması ne sorunudur diye hiç düşünülmez niyeyse..

Sahi.. 6 koca senenin ardından sadece "açık" diye bir kızı yarı yolda bırakmak, onca yaşanmışlığı bıçak gibi kesip atmak ne sorunudur sizce?!

Başı açık kadınların başı kapalı kadınlara destek vermemesinden yakınılan canım ülkemde başı kapalılar ne gariptir ki kul hakkını bile hiçe sayarak enteresan kararlar alıyor.. Aslına bakarsanız bu ülkede kadının kadına yaptığı eziyeti kimse kimseye yapmıyor!

13 Ocak 2011 Perşembe

ah bu ben....


beni bırakacağının sinyallerini çok uzun zaman önce vermeye başlamış, kendince beni ayrılığa alıştırdığını düşünen telefonum bir süre önce beni terk etti.. ondan daha iyilerini hak ettiğimi düşünüyordur muhakkak, tıpkı kendinden öncekiler gibi! atamadım yine de, duruyor öyle bir köşede.. ama yeni bir de telefon beğendim, malum iletişime muhtacız dünya devam ederken dönmeye.. o da piyasada bulunmuyormuş iyi mi?! kaldık mı bu sefer de beklemeye..!

kıssadan hisse: kendisi bile isteye sim kardımı reddedene kadar bir telefonu bile atıp kendime daha iyisini alamıyorum! bırak onu, daha güzellerine göz ucuyla bile bakmıyorum! ki düşünüldüğünde ben zaten cümlelerin sonuna dahi nokta koymaya kıyamayıp iki noktalıyorum..!

kıssadan hissenin kıssadan hissesi: hayatımdaki güzel insanlar! muhtemelen hep hayatımda olacaksınız taaaa kii siz kendi kendinizi noktalayana kadar..! (tabii ki kaideyi bozmaz istisnalar! ;))

1 Ocak 2011 Cumartesi

ortaya karışık benim bu halim..



gülünce gözleri çizgi çizgi, yüzü kırış kırış, sevimli mi sevimli bir ninenin görmüş geçirmişliğini, hayata karşı hayatın bizzat kendisinden edindiği bilgeliği, durgunluğu, sakinliği getirsin istiyorum bu yıl bana..

ve de bir çocuğun yaşama karşı hevesini, dünyayı yeniden kurabileceğine, isterse her şeyi yapabileceğine olan inancını, ele avuca sığmazlığını diliyorum aynı zamanda!

huzur istiyorum, sabır istiyorum, sükunet istiyorum ama..

deli dolu olmak, isyan etmek ve sessizliği delen çığlıklar atmak da geçiyor içimden hızla!

sebat etmek var aklımın bir yanında, diğer yandansa yeni limanlar çağırıyor beni durmadan yeni ufuklara!

ayağımı sıkı sıkı basıp kök salmak isterken toprağa, içimden bir ses "kanatlan" diyor "dokun gökkuşağına!"

anlayacağınız zor zamanlar geçiriyorum a dostlar, ne diyeyim.. yeni yılda sonum hayrola!