11 Mart 2010 Perşembe

Sorgu..

"Seni gördükçe aldığım kararı sorguluyorum" dedi adam.. Kız, adamın neyi sorguladığını sorgulamadı o an.. Yorulmuştu çünkü artık O'nu anlamlandırmaya çalışmaktan..

Anlamsızdı adam.. Ağzından çıkan cümlelerde mantık aramaya çoktan son vermişti kız.. İşin ilginci adamın o cümleleri dünyanın en mantıklı tezini savunurcasına kuruyor olmasıydı.. Esas sorun da buydu ya zaten: adamın 'kuruyor' olması..

Bazen O'nunla yaşadıklarının bir kurgu olduğuna inanıyordu kız.. Adam en başından en sonunu biliyordu, değil bir adım sonrasını belki de on adım sonrasını bile hesaplamıştı.. O'na çok sinirlendiği zamanlarda bazen böyle düşünse de her şeye rağmen inanmak istiyordu adama.. Bir yanı tüm olanlara rağmen bir çocuk saffetiyle inanıyordu da.. Peki ya öbür yanı? Öbür yanı "inanma" diyordu durmadan.. O yalan söyledi sana.. Hem sana verdiği sözlere sadık kaldı mı ki?? Niye inanasın O'na?! Saçmalama!!
Elindeki tahlil sonuçlarına bakarken bunları geçiriverdi kız aklından ışık hızıyla ve sonra kendi kendine dedi ki: "Kim bilir belki de bu sonuçları öğrense rahatlar.. Ölürsem bir daha karşısına çıkma ihtimalim olmaz çünkü.. Sonra kalan sağlar huzur bulur.."

Saçmaydı düşündükleri, belki de değildi.. Sorgulamadı içinden bir anda geçen bu cümleleri..Bir sene öncesine gitti sonra.. Bir sene önce yine tam bu zamanlarda internette vermişti O'na hastalık haberini.. İstanbul'a geldiğinde ilk işi kıza ulaşmak olmuştu adamın.. (Bu sözünü tutmuştu adam, hakkını teslim etmek lazım) Sonra o sancılı süreç boyunca hep aramıştı, sormuştu, yanında olmuştu.. Hatta ailesiyle bile tanıştırmıştı kızı.. Kız o günü hatırlayınca bir tebessüm kapladı dudaklarını.. Güzeldi diye düşündü.. Sonra kızın endişelenilecek bir durumu kalmayınca kaybolmuştu adam, kızı nasıl bir acıya düşürdüğüne hiç aldırmadan.. Adamın bunları vicdanı için mi yoksa kızı sevdiği için mi yaptığını sorguladı kız.. Cevabını bulamadı..
Şimdi O'na söylemeli miydi? Söylerse aynı hikayeyi yeni baştan yaşayacaktı muhtemelen.. Bir yandan da ihtiyacını hissettiği, yaslanmak istediği tek omuz adamınkiydi.. Kendine öfkelendi kız.. Hatta sövdü durdu, elinden gelse işe yarayacağını bilse döverdi de kendini.. Neden hala sevindiğinde ilk O'nunla paylaşmak istiyordu hissettiklerini, neden üzüldüğünde yanında olmasını istediği kişi O'ydu da bir başkası değildi??!! Kararını verdi, "Bilmeyecek" dedi..
Sorguluyordu kız.. Adam onu görmese hayatına aldığı kararı sorgulamadan huzurlu bir şekilde devam edecekti, öyle demişti.. Anlamıyordu.. Çünkü kız O'nu görmese de koruyordu adam kızın kalbindeki ve fikrindeki yerini.. Kız adamın yerinde olsaydı O'nu görmese de sorgulardı aldığı kararı.. Demek ki, diye düşündü "BENİ HİÇ SEVMEDİ" Çocuk yanı üzülüp ağladı bu karara bir süre ve burnunu çekip sordu ötekine "SAHİDEN, HİÇ Mİ?!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder